Şuarâ

sure
Ash-Shu'ara

طسٓمٓ
١

Ta, Sin, Mim.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:2

تِلۡكَ

ءَايَٰتُ

ٱلۡكِتَٰبِ

ٱلۡمُبِينِ

Bunlar apaçık Kitap'ın ayetleridir.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:3

لَعَلَّكَ

بَٰخِعٞ

نَّفۡسَكَ

أَلَّا

يَكُونُواْ

مُؤۡمِنِينَ

İnanmıyorlar diye nerdeyse kendini mahvedeceksin.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:4

إِن

نَّشَأۡ

نُنَزِّلۡ

عَلَيۡهِم

مِّنَ

ٱلسَّمَآءِ

ءَايَةٗ

فَظَلَّتۡ

أَعۡنَٰقُهُمۡ

لَهَا

خَٰضِعِينَ

Biz dilesek onlara gökten bir mucize indiririz de ona boyun eğip kalırlar.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:5

وَمَا

يَأۡتِيهِم

مِّن

ذِكۡرٖ

مِّنَ

ٱلرَّحۡمَٰنِ

مُحۡدَثٍ

إِلَّا

كَانُواْ

عَنۡهُ

مُعۡرِضِينَ

Rahman'dan kendilerine gelen her yeni öğütten mutlaka yüz çevirirler.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:6

فَقَدۡ

كَذَّبُواْ

فَسَيَأۡتِيهِمۡ

أَنۢبَٰٓؤُاْ

مَا

كَانُواْ

بِهِۦ

يَسۡتَهۡزِءُونَ

Evet, yalanladılar; alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine ulaşacaktır.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:7

أَوَلَمۡ

يَرَوۡاْ

إِلَى

ٱلۡأَرۡضِ

كَمۡ

أَنۢبَتۡنَا

فِيهَا

مِن

كُلِّ

زَوۡجٖ

كَرِيمٍ

Yeryüzüne bakmazlar mı? Orada, bitkilerden nice güzel çiftler yetiştirmişizdir.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:8

إِنَّ

فِي

ذَٰلِكَ

لَأٓيَةٗۖ

وَمَا

كَانَ

أَكۡثَرُهُم

مُّؤۡمِنِينَ

Şüphesiz bunlarda Allah'ın kudretine işaret vardır, ama çoğu inanmazlar.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:9

وَإِنَّ

رَبَّكَ

لَهُوَ

ٱلۡعَزِيزُ

ٱلرَّحِيمُ

Rabbin şüphesiz güçlüdür, merhametlidir.

— Turkish Translation(Diyanet)

26:10

وَإِذۡ

نَادَىٰ

رَبُّكَ

مُوسَىٰٓ

أَنِ

ٱئۡتِ

ٱلۡقَوۡمَ

ٱلظَّٰلِمِينَ

١٠

Rabbin Musa'ya: "Haksızlık eden millete, Firavun'un milletine git" diye nida etmişti. "Haksızlıktan sakınmazlar mı?"

— Turkish Translation(Diyanet)

İpucu: ile gezinmeyi deneyinctrlK

Notes placeholders

طسٓمٓ١

طسٓمٓ
١