يَٰبَنِيٓ
إِسۡرَٰٓءِيلَ
ٱذۡكُرُواْ
نِعۡمَتِيَ
ٱلَّتِيٓ
أَنۡعَمۡتُ
عَلَيۡكُمۡ
وَأَوۡفُواْ
بِعَهۡدِيٓ
أُوفِ
بِعَهۡدِكُمۡ
وَإِيَّٰيَ
فَٱرۡهَبُونِ
٤٠

Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti hatırlayın ve ahdimi yerine getirin ki Ben de yerine getireyim; yoksa benden korkun.

— Turkish Translation(Diyanet)

2:41

وَءَامِنُواْ

بِمَآ

أَنزَلۡتُ

مُصَدِّقٗا

لِّمَا

مَعَكُمۡ

وَلَا

تَكُونُوٓاْ

أَوَّلَ

كَافِرِۭ

بِهِۦۖ

وَلَا

تَشۡتَرُواْ

بِـَٔايَٰتِي

ثَمَنٗا

قَلِيلٗا

وَإِيَّٰيَ

فَٱتَّقُونِ

٤١

Yanınızdaki Tevrat'ı tasdik ederek indirdiğim Kuran'a, inanın; onu ilk inkar edenler siz olmayın, ayetlerimi hiçbir değere karşılık değiştirmeyin ve bile bile hakkı gizlemeyin.

— Turkish Translation(Diyanet)

2:42

وَلَا

تَلۡبِسُواْ

ٱلۡحَقَّ

بِٱلۡبَٰطِلِ

وَتَكۡتُمُواْ

ٱلۡحَقَّ

وَأَنتُمۡ

تَعۡلَمُونَ

٤٢

Hakkı batıla karıştırmayın ve bile bile hakkı gizlemeyin.

— Turkish Translation(Diyanet)

2:43

وَأَقِيمُواْ

ٱلصَّلَوٰةَ

وَءَاتُواْ

ٱلزَّكَوٰةَ

وَٱرۡكَعُواْ

مَعَ

ٱلرَّٰكِعِينَ

٤٣

Namazı kılın, zekatı verin, rüku edenlerle birlikte rüku edin.

— Turkish Translation(Diyanet)

2:44

۞ أَتَأۡمُرُونَ

ٱلنَّاسَ

بِٱلۡبِرِّ

وَتَنسَوۡنَ

أَنفُسَكُمۡ

وَأَنتُمۡ

تَتۡلُونَ

ٱلۡكِتَٰبَۚ

أَفَلَا

تَعۡقِلُونَ

٤٤

Kitap'ı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da başkalarına mı iyilikle emredersiniz? Düşünmez misiniz?

— Turkish Translation(Diyanet)

2:45

وَٱسۡتَعِينُواْ

بِٱلصَّبۡرِ

وَٱلصَّلَوٰةِۚ

وَإِنَّهَا

لَكَبِيرَةٌ

إِلَّا

عَلَى

ٱلۡخَٰشِعِينَ

٤٥

Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.

— Turkish Translation(Diyanet)

2:46

ٱلَّذِينَ

يَظُنُّونَ

أَنَّهُم

مُّلَٰقُواْ

رَبِّهِمۡ

وَأَنَّهُمۡ

إِلَيۡهِ

رَٰجِعُونَ

٤٦

Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.

— Turkish Translation(Diyanet)

2:47