٦١

"Rabbimiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır" derler.

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٢
Şöyle derler: "Kendilerini dünyada iken kötü saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz?"

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٣
"Onları alaya alırdık; yoksa şimdi gözlere görünmezler mi?"

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٤
İşte cehennemliklerin bu şekilde tartışması gerçektir.

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٥
De ki: "Ben sadece bir uyarıcıyım. Gücü her şeye yeten tek Allah'tan başka tanrı yoktur."

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٦
"Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, güçlüdür, çok bağışlayandır."

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٧
De ki: "Bu Kuran büyük bir haberdir, ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz."

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٨
De ki: "Bu Kuran büyük bir haberdir, ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz."

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٩
"Onlar tartışırlarken Melei Ala'daki bu olanlar hakkında bir bilgim yoktu."

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٠
"Bana sadece vahyolunuyor; doğrusu ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

— Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders