١١

Böylece, günahlarını itiraf ederler. Çılgın alevli cehennemlikler yok olsunlar!

— Turkish Translation(Diyanet)

١٢
Doğrusu, görünmediği halde Rablerinden korkanlara, onlara, bağışlanma ve büyük ecir vardır.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٣
Sizler, sözlerinizi gizleseniz de açıklasanız da birdir; O, kalblerde olanı bilir.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٤
Yaratan bilmez olur mu? O, Latif'tir, haberdardır.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٥
Yeryüzünü, size boyun eğdiren O'dur; öyleyse yerin sırtlarında dolaşın, Allah'ın verdiği rızıktan yiyin; sonunda dönüş O'nadır.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٦
Gökte olanın sizi yerin dibine geçirmesinden güvende misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٧
Gökte olanın başınıza taş yağdırmasından güvende misiniz? Benim uyarmamın nasıl olduğunu yakında bileceksiniz.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٨
And olsun ki, bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Beni inkar etmek nasılmış?

— Turkish Translation(Diyanet)

١٩
Üzerlerinde kanat çırpan dizi dizi kuşları görmezler mi? Onları havada Rahman olan Allah'tan başkası tutmuyor; doğrusu, O, herşeyi görendir.

— Turkish Translation(Diyanet)

٢٠
Yahut, Rahman olan Allah'ın dışında size yardımda bulunabilecek taraftarlarınız kimdir? İnkarcılar sadece aldanmaktadırlar.

— Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders