٩١

Mahrem yerini koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, alemler için bir mucize kılmıştık.

— Turkish Translation(Diyanet)

٩٢
Doğrusu tevhid dini olan Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim, artık Bana kulluk edin.

— Turkish Translation(Diyanet)

٩٣
Ama insanlar, din konusunda aralarında bölüklere ayrıldılar, hepsi Bize döneceklerdir.

— Turkish Translation(Diyanet)

٩٤
İnanmış olarak yararlı iş işleyenin ameli inkar edilmeyecektir. Biz onu yazmaktayız.

— Turkish Translation(Diyanet)

٩٥
Yok ettiğimiz kasaba halkının ahirette ceza görmek üzere Bize dönmemesi imkansızdır.

— Turkish Translation(Diyanet)

٩٦
Yecüc ve Mecüc'ün seddi yıkıldığı zaman her dere ve tepeden boşanırlar.

— Turkish Translation(Diyanet)

٩٧
Gerçek vaad yaklaştığında, inkar edenlerin gözleri beleriverir: "Vah bize! Bundan önce gaflet içindeydik, hem de zalimdik" derler.

— Turkish Translation(Diyanet)

٩٨
Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz.

— Turkish Translation(Diyanet)

٩٩
Eğer bunlar tanrı olsaydı cehenneme girmezlerdi; hepsi orada temelli kalacaktır.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٠٠
Orada onlara ah etmek vardır; birşey de işitemezler.

— Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders