فَجَعَلۡنَٰهُ
فِي
قَرَارٖ
مَّكِينٍ
٢١

Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi?

— Turkish Translation(Diyanet)

77:22

إِلَىٰ

قَدَرٖ

مَّعۡلُومٖ

٢٢

Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi?

— Turkish Translation(Diyanet)

77:23

فَقَدَرۡنَا

فَنِعۡمَ

ٱلۡقَٰدِرُونَ

٢٣

Buna gücümüz yeter; Biz ne güzel güç yetireniz!

— Turkish Translation(Diyanet)

77:24

وَيۡلٞ

يَوۡمَئِذٖ

لِّلۡمُكَذِّبِينَ

٢٤

O gün yalanlamış olanların vay haline!

— Turkish Translation(Diyanet)

77:25

أَلَمۡ

نَجۡعَلِ

ٱلۡأَرۡضَ

كِفَاتًا

٢٥

Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı?

— Turkish Translation(Diyanet)

77:26

أَحۡيَآءٗ

وَأَمۡوَٰتٗا

٢٦

Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı?

— Turkish Translation(Diyanet)

77:27

وَجَعَلۡنَا

فِيهَا

رَوَٰسِيَ

شَٰمِخَٰتٖ

وَأَسۡقَيۡنَٰكُم

مَّآءٗ

فُرَاتٗا

٢٧

Orada yüksek yüksek sabit dağlar var edip size tatlı sular içirmedik mi?

— Turkish Translation(Diyanet)

77:28

وَيۡلٞ

يَوۡمَئِذٖ

لِّلۡمُكَذِّبِينَ

٢٨

Yalanlamış olanların vay o gün haline!

— Turkish Translation(Diyanet)

77:29

ٱنطَلِقُوٓاْ

إِلَىٰ

مَا

كُنتُم

بِهِۦ

تُكَذِّبُونَ

٢٩

İnkarcılara o gün şöyle denir: "yalanlayıp durduğunuz şeye gidin;"

— Turkish Translation(Diyanet)

77:30

ٱنطَلِقُوٓاْ

إِلَىٰ

ظِلّٖ

ذِي

ثَلَٰثِ

شُعَبٖ

٣٠

"gölge yapmayan ve ateşten de korumayan cehennem dumanının üç kollu gölgesine gidin."

— Turkish Translation(Diyanet)

İpucu: ile gezinmeyi deneyinctrlK

Notes placeholders

فَجَعَلۡنَٰهُفِيقَرَارٖمَّكِينٍ٢١

فَجَعَلۡنَٰهُ
فِي
قَرَارٖ
مَّكِينٍ
٢١