فَهُوَ
فِي
عِيشَةٖ
رَّاضِيَةٖ
٢١

Artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.

— Turkish Translation(Diyanet)

69:22

فِي

جَنَّةٍ

عَالِيَةٖ

٢٢

Artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.

— Turkish Translation(Diyanet)

69:23

قُطُوفُهَا

دَانِيَةٞ

٢٣

Artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.

— Turkish Translation(Diyanet)

69:24

كُلُواْ

وَٱشۡرَبُواْ

هَنِيٓـَٔۢا

بِمَآ

أَسۡلَفۡتُمۡ

فِي

ٱلۡأَيَّامِ

ٱلۡخَالِيَةِ

٢٤

Onlara şöyle denir: "Geçmiş günlerde, peşinen işlediklerinize karşılık afiyetle yiyiniz içiniz."

— Turkish Translation(Diyanet)

69:25

وَأَمَّا

مَنۡ

أُوتِيَ

كِتَٰبَهُۥ

بِشِمَالِهِۦ

فَيَقُولُ

يَٰلَيۡتَنِي

لَمۡ

أُوتَ

كِتَٰبِيَهۡ

٢٥

Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse: "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; bu iş keşke son bulmuş olsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı" der.

— Turkish Translation(Diyanet)

69:26

وَلَمۡ

أَدۡرِ

مَا

حِسَابِيَهۡ

٢٦

— Turkish Translation(Diyanet)

69:27

يَٰلَيۡتَهَا

كَانَتِ

ٱلۡقَاضِيَةَ

٢٧

— Turkish Translation(Diyanet)

69:28

مَآ

أَغۡنَىٰ

عَنِّي

مَالِيَهۡۜ

٢٨

— Turkish Translation(Diyanet)

69:29

هَلَكَ

عَنِّي

سُلۡطَٰنِيَهۡ

٢٩

— Turkish Translation(Diyanet)

69:30

خُذُوهُ

فَغُلُّوهُ

٣٠

İlgililere şöyle buyurulur: "O'nu alın, bağlayın."

— Turkish Translation(Diyanet)

İpucu: ile gezinmeyi deneyinctrlK

Notes placeholders

فَهُوَفِيعِيشَةٖرَّاضِيَةٖ٢١

فَهُوَ
فِي
عِيشَةٖ
رَّاضِيَةٖ
٢١