٥١

Musa'ya kırk gece vade vermiştik. Sonra onun arkasından, kendinize yazık ederek, buzağıyı tanrı edinmiştiniz.

— Turkish Translation(Diyanet)

٥٢
Sonra bunun ardından, şükredersiniz diye, sizi bağışlamıştık.

— Turkish Translation(Diyanet)

٥٣
Doğru yola gidesiniz diye Musa'ya hakkı batıldan ayıran Kitabı vermiştik.

— Turkish Translation(Diyanet)

٥٤
Musa milletine "Ey milletim! Buzağıyı tanrı olarak benimsemekle kendinize yazık ettiniz. Yaratanınıza tevbe edin ve nefislerinizi öldürün, bu Yaratanınız katında sizin için hayırlı olur; O daima tevbeleri kabul ve merhamet eden olduğu için tevbenizikabul eder" demişti.

— Turkish Translation(Diyanet)

٥٥
"Ya Musa! Allah'ı apaçık görmedikçe sana inanmayacağız" demiştiniz de gözleriniz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.

— Turkish Translation(Diyanet)

٥٦
Ölümünüzden sonra, şükredesiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.

— Turkish Translation(Diyanet)

٥٧
Bulutla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın indirdik, "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin" dedik. Onlar Bize değil, fakat kendilerine yazık ediyorlardı.

— Turkish Translation(Diyanet)

٥٨
"Şu şehre girin, orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin, secde ederek kapısından girin, "bağışla!" deyin, Biz de yanılmalarınızı bağışlarız, iyilere daha da artırırız" demiştik.

— Turkish Translation(Diyanet)

٥٩
Ama zulmedenler, kendilerine söylenmiş olan sözü başka sözle değiştirdiler. Biz de, zalimlere, yoldan çıkmalarından dolayı gökten azab indirdik.

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٠
Musa, milleti için su aramıştı; "Asanla taşa vur" dedik; ondan on iki pınar fışkırdı, herkes içeceği yeri bildi. Allah'ın rızkından yiyin, için, yalnız yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.

— Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders