٩١

O'na: "Şimdi mi inandın? Daha önce baş kaldırmış ve bozgunculuk etmiştin" dendi.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٢
"Senden sonrakilere bir ibret teşkil etmesi için bugün sadece senin cesedini çıkarıp (sahile) atacağız" dedik. Doğrusu insanların çoğu ayetlerimizden habersizdir.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٣
And olsun ki, İsrailoğullarını iyi bir yere yerleştirdik, onlara temiz rızıklar verdik, kendilerine bir bilgi gelene kadar ayrılığa düşmediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٤
Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce indirdiğimiz Kitap'ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٥
Allah'ın ayetlerini yalanlayanlardan da olma, yoksa kaybedenlerden olursun.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٦
Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٧
Doğrusu Rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٨
Bir kent halkı inanmalı değil miydi ki, imanları kendilerine fayda versin! İşte Yunus'un milleti, inandığı zaman, dünya hayatında rezilliği gerektiren azabı onlardan kaldırdık ve onları bir süre daha bu dünyada geçindirdik.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٩
Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?

Turkish Translation(Diyanet)

١٠٠
Allah'ın izni olmadıkça hiç kimse inanamaz. O, aklını kullanmayanlara kötü bir azab verir.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders