٦١

Musa onlara: "Size yazıklar olsun! Allah'a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azabla yok eder. Allah'a iftira eden hüsrana uğrar" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٢
Sihirbazlar işi aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٣
Musa ile Harun'u göstererek: "Bu iki sihirbaz, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak, sizin en üstün dininizi ortadan kaldırmak istiyorlar; onun için tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra sırayla gelin. Bugün üstün gelen başarıya erecektir" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٤
Musa ile Harun'u göstererek: "Bu iki sihirbaz, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak, sizin en üstün dininizi ortadan kaldırmak istiyorlar; onun için tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra sırayla gelin. Bugün üstün gelen başarıya erecektir" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٥
"Ey Musa! Marifetini ya sen ortaya koy, ya da önce biz koyalım" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٦
Musa: "Siz koyun" dedi. Hemen, değnekleri ve ipleri, sihirleri yüzünden, Musa'ya sanki yürüyorlarmış gibi geldi.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٧
Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٨
"Korkma, sen muhakkak daha üstünsün" dedik.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٩
"Sağ elindekini at da onların yaptıklarını yutsun, yaptıkları sadece sihirbaz düzenidir. Sihirbaz nereden gelirse gelsin başarı kazanamaz."

Turkish Translation(Diyanet)

٧٠
Sonunda sihirbazlar: "Biz Musa ve Harun'un Rabbine inandık" deyip secdeye kapandılar.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders