٥١

Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٢
Yanlarında, gözlerini eşlerine dikmiş yaşıt güzeller vardır.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٣
İşte bu hesap günü için, size söz verilenlerdir.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٤
Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٥
Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٦
Cehenneme girerler; ne kötü bir konaktır!

Turkish Translation(Diyanet)

٥٧
İşte bu kaynar su ve irindir, artık onu tatsınlar.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٨
Bunlara benzer daha başkaları da vardır...

Turkish Translation(Diyanet)

٥٩
(İnkarcıların ileri gelenlerine denir ki;) "İşte şunlar sizinle beraber girecek olanlardır." (Derler ki;) "Onlar rahat yüzü görmesin. Behemehal ateşe gireceklerdir"

Turkish Translation(Diyanet)

٦٠
(Onlara uyanlar;) "Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin; bunu başımıza getiren sizsiniz; ne kötü bir duraktır!" derler.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders