٤١

Kulumuz Eyyub'u da an; Rabbine: "Doğrusu şeytan bana yorgunluk ve azap verdi" diye seslenmişti.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٢
"Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su" dedik.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٣
Katımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere, ona tekrar ailesini ve geçmiş olanlarla bir mislini daha vermiştik.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٤
"Ey Eyyub! Eline bir demet sap alıp onunla vur, yeminini bozma" demiştik. Doğrusu Biz onu sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu, daima Allah'a yönelirdi.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٥
Güçlü ve anlayışlı olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub'u da an.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٦
Biz onları ahiret yurdunu düşünen, içten bağlı kimseler kıldık.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٧
Doğrusu onlar katımızda seçkin, iyi kimselerdendirler.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٨
İsmail'i, Elyesa'ı, Zülkifl'i de an. Hepsi iyilerdendir.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٩
İşte bu güzel bir anmadır. Doğrusu Allah'a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٠
Kapıları onlara açılmış Adn cennetleri vardır.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders