وَٱلَّتِيٓ
أَحۡصَنَتۡ
فَرۡجَهَا
فَنَفَخۡنَا
فِيهَا
مِن
رُّوحِنَا
وَجَعَلۡنَٰهَا
وَٱبۡنَهَآ
ءَايَةٗ
لِّلۡعَٰلَمِينَ
٩١

Mahrem yerini koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, alemler için bir mucize kılmıştık.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:92

إِنَّ

هَٰذِهِۦٓ

أُمَّتُكُمۡ

أُمَّةٗ

وَٰحِدَةٗ

وَأَنَا۠

رَبُّكُمۡ

فَٱعۡبُدُونِ

٩٢

Doğrusu tevhid dini olan Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim, artık Bana kulluk edin.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:93

وَتَقَطَّعُوٓاْ

أَمۡرَهُم

بَيۡنَهُمۡۖ

كُلٌّ

إِلَيۡنَا

رَٰجِعُونَ

٩٣

Ama insanlar, din konusunda aralarında bölüklere ayrıldılar, hepsi Bize döneceklerdir.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:94

فَمَن

يَعۡمَلۡ

مِنَ

ٱلصَّٰلِحَٰتِ

وَهُوَ

مُؤۡمِنٞ

فَلَا

كُفۡرَانَ

لِسَعۡيِهِۦ

وَإِنَّا

لَهُۥ

كَٰتِبُونَ

٩٤

İnanmış olarak yararlı iş işleyenin ameli inkar edilmeyecektir. Biz onu yazmaktayız.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:95

وَحَرَٰمٌ

عَلَىٰ

قَرۡيَةٍ

أَهۡلَكۡنَٰهَآ

أَنَّهُمۡ

لَا

يَرۡجِعُونَ

٩٥

Yok ettiğimiz kasaba halkının ahirette ceza görmek üzere Bize dönmemesi imkansızdır.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:96

حَتَّىٰٓ

إِذَا

فُتِحَتۡ

يَأۡجُوجُ

وَمَأۡجُوجُ

وَهُم

مِّن

كُلِّ

حَدَبٖ

يَنسِلُونَ

٩٦

Yecüc ve Mecüc'ün seddi yıkıldığı zaman her dere ve tepeden boşanırlar.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:97

وَٱقۡتَرَبَ

ٱلۡوَعۡدُ

ٱلۡحَقُّ

فَإِذَا

هِيَ

شَٰخِصَةٌ

أَبۡصَٰرُ

ٱلَّذِينَ

كَفَرُواْ

يَٰوَيۡلَنَا

قَدۡ

كُنَّا

فِي

غَفۡلَةٖ

مِّنۡ

هَٰذَا

بَلۡ

كُنَّا

ظَٰلِمِينَ

٩٧

Gerçek vaad yaklaştığında, inkar edenlerin gözleri beleriverir: "Vah bize! Bundan önce gaflet içindeydik, hem de zalimdik" derler.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:98

إِنَّكُمۡ

وَمَا

تَعۡبُدُونَ

مِن

دُونِ

ٱللَّهِ

حَصَبُ

جَهَنَّمَ

أَنتُمۡ

لَهَا

وَٰرِدُونَ

٩٨

Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:99

لَوۡ

كَانَ

هَٰٓؤُلَآءِ

ءَالِهَةٗ

مَّا

وَرَدُوهَاۖ

وَكُلّٞ

فِيهَا

خَٰلِدُونَ

٩٩

Eğer bunlar tanrı olsaydı cehenneme girmezlerdi; hepsi orada temelli kalacaktır.

— Turkish Translation(Diyanet)

21:100

لَهُمۡ

فِيهَا

زَفِيرٞ

وَهُمۡ

فِيهَا

لَا

يَسۡمَعُونَ

١٠٠

Orada onlara ah etmek vardır; birşey de işitemezler.

— Turkish Translation(Diyanet)

İpucu: ile gezinmeyi deneyinctrlK

Notes placeholders

وَٱلَّتِيٓأَحۡصَنَتۡفَرۡجَهَافَنَفَخۡنَافِيهَامِنرُّوحِنَاوَجَعَلۡنَٰهَاوَٱبۡنَهَآءَايَةٗلِّلۡعَٰلَمِينَ٩١

وَٱلَّتِيٓ
أَحۡصَنَتۡ
فَرۡجَهَا
فَنَفَخۡنَا
فِيهَا
مِن
رُّوحِنَا
وَجَعَلۡنَٰهَا
وَٱبۡنَهَآ
ءَايَةٗ
لِّلۡعَٰلَمِينَ
٩١