٧١

Onlara Nuh'un başından geçenleri anlat: Milletine, "Ey milletim! Eğer durumum, Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa ki ben Allah'a güvenmişimdir siz ve koştuğunuz ortaklar elbirliği edin; yapacağınız iş sonra size bir tasa vermesin. Sonra onu bana uygulayın ve beni ertelemeyin" demişti.

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٢
"Eğer yüz çevirirseniz bilin ki, ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim Allah'a aiddir. Müslimlerden olmakla emrolundum."

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٣
Onu yalancı saydılar; ama Biz onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Onları ötekilerin yerine geçirdik, ayetlerimizi yalanlayanları suda boğduk. Uyarılanlardan söz dinlemeyenlerin sonlarının nasıl olduğuna bir bak.

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٤
Sonra onun ardından milletlere peygamberler gönderdik, onlara belgeler getirdiler. Diğerlerinin daha önce yalan saymış olduklarına bunlar da inanmadılar. Aşırı gidenlerin kalblerini işte böylece mühürleriz.

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٥
Onların ardından da Firavun ve erkanına ayetlerimizle Musa ve Harun'u gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir millet oldular.

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٦
Gerçek, katımızdan onlara gelince: "Doğrusu bu apaçık bir büyüdür" dediler.

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٧
Musa: "Size gelen gerçeğe dil mi uzatırsınız? Bu sihir midir? Sihirbazlar zaten başarı kazanamazlar" dedi.

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٨
"Siz ikiniz, bizi babalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirmek ve yeryüzünün büyükleri olasınız diye mi geldiniz? Biz size inanmıyoruz" dediler.

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٩
Firavun: "Bütün bilgin sihirbazları bana getirin" dedi.

— Turkish Translation(Diyanet)

٨٠
Sihirbazlar gelince Musa onlara: "Atacağınızı atın" dedi.

— Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders