٧١

Bu arada, İbrahim'in ayakta duran karısı gülünce, "Ona İshak'ı ardından Yakub'u müjdeleriz" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٢
"Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı, kocam da ihtiyar olmuşken nasıl doğurabilirim? Doğrusu bu şaşılacak bir şey" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٣
"Ey evin hanımı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olmuşken, nasıl Allah'ın işine şaşarsın? O, övülmeye layıktır, yücelerin yücesidir" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٤
İbrahim'in korkusu gidip de müjde kendisine ulaşınca, Lut milleti hakkında elçilerimizle tartışmaya girişti.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٥
Doğrusu İbrahim çok içli, yumuşak huylu ve kendini Allah'a vermiş bir kimse idi.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٦
Elçilerimiz, "Ey İbrahim! Bundan vazgeç, doğrusu Rabbinin emri gelmiştir. Onlara, şüphesiz, geri çevrilemeyecek bir azab gelmektedir" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٧
Elçilerimiz Lut'a gelince, onun fenasına gitti; çok sıkıldı, "Bu çetin bir gündür" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٨
Milleti ona koşarak geldiler. Daha önce kötü işler işliyorlardı. "Ey milletim! İşte bunlar benim kızlarım, onlar sizin için daha temizdir. (size nikahlıyabilirim!) Allah'tan sakının, konuklarımın önünde beni rezil etmeyin. İçinizde aklı başında kimse yok mudur?" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٩
"And olsun ki, senin kızlarınla bir işimiz olmadığını biliyorsun; doğrusu, ne istediğimizin farkındasın" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٠
"Keşke size yetecek bir kuvvetim olsa veya sağlam bir yere sığınsam" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders