٥١

Firavun, milletine şöyle seslendi: "Ey milletim! Mısır hükümdarlığı ve memleketimde akan bu ırmaklar benim değil mi? Görmüyor musunuz?"

Turkish Translation(Diyanet)

٥٢
"Yahut, ben zavallı ve nerdeyse konuşamayan bu kimseden daha üstün değil miyim?"

Turkish Translation(Diyanet)

٥٣
"Ona altın bilezikler verilmeli veya yanında ona yardım edecek melekler gelmeli değil mi?"

Turkish Translation(Diyanet)

٥٤
Firavun, milletini küçümsedi ama, onlar kendisine yine de itaat ettiler. Doğrusu onlar yoldan çıkmış bir milletti.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٥
Böylece Bizi öfkelendirince onlardan öç aldık, hepsini suda boğduk.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٦
Onları, sonradan gelecek inkarcılara ibret alınacak bir geçmiş kıldık.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٧
Meryem oğlu misal verilince, senin milletin buna gülüp geçiverdi.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٨
"Bizim tanrımız mı yoksa o mu daha iyidir?" dediler. Sana böyle söylemeleri, sadece, tartışmaya girişmek içindir. Onlar şüphesiz kavgacı bir millettir.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٩
Meryemoğlu, ancak kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٠
Eğer dileseydik, size bedel yeryüzünde sizin yerinizi tutacak melekler var ederdik.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders