٥١

İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."

Turkish Translation(Diyanet)

٥٢
İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."

Turkish Translation(Diyanet)

٥٣
İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."

Turkish Translation(Diyanet)

٥٤
Yanındakilere: "Siz onu bilir misiniz?" der.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٥
Bir bakar onu cehennemin ortasında görür.

Turkish Translation(Diyanet)

٥٦
Ona der ki: "Allah'a and olsun ki, az kalsın beni de mahvedecektin."

Turkish Translation(Diyanet)

٥٧
"Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de oraya götürülenlerden olurdum."

Turkish Translation(Diyanet)

٥٨
"Birinci ölümden sonra bir daha ölmeyeceğiz değil mi? Azap da görmeyeceğiz ha?"

Turkish Translation(Diyanet)

٥٩
"Birinci ölümden sonra bir daha ölmeyeceğiz değil mi? Azap da görmeyeceğiz ha?"

Turkish Translation(Diyanet)

٦٠
İşte büyük kurtuluş şüphesiz budur.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders