١٩١

Kendileri yaratılmışken, bir şey yaratamayan putları mı ortak koşuyorlar?

Turkish Translation(Diyanet)

١٩٢
Oysa putlar ne onlara yardım edebilir ve ne de kendilerine bir yardımları olur.

Turkish Translation(Diyanet)

١٩٣
Onları doğru yola çağırırsanız, size uymazlar; çağırmanız da, susmanız da onlar için birdir.

Turkish Translation(Diyanet)

١٩٤
Allah'tan başka taptıklarınız putlar da, sizin gibi yaratıklardır. Eğer doğru sözlü iseniz, onları çağırın da size cevap versinler bakalım.

Turkish Translation(Diyanet)

١٩٥
Onların yürüyecek ayakları mı var, yoksa tutacak elleri mi var, ya da görecek gözleri mi var, veya işitecek kulakları mı var? De ki: "Ortaklarınızı çağırın elinizden gelirse bana tuzak kurun, göz açtırmayın."

Turkish Translation(Diyanet)

١٩٦
"Çünkü benim dostum, Kitap'ı indiren Allah'tır. O, iyileri dost edinir."

Turkish Translation(Diyanet)

١٩٧
"O'nu bırakıp da taptıklarınız, kendilerine yardım edemezler ki size yardım etsinler."

Turkish Translation(Diyanet)

١٩٨
Onları doğru yola çağırırsanız duymazlar. Sana baktıklarını görürsün, oysa görmezler.

Turkish Translation(Diyanet)

١٩٩
Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme.

Turkish Translation(Diyanet)

٢٠٠
Şeytan seni dürtecek olursa Allah'a sığın, doğrusu O işitir ve bilir.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders