٨١

Allah peygamberlerden ahid almıştı: "And olsun ki size Kitap, hikmet verdim; sizde olanı tasdik eden bir peygamber gelecek, ona mutlaka inanacaksınız ve ona mutlaka yardım edeceksiniz, ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?" demişti. "İkrar ettik" demişlerdi de: "Şahid olun, Ben de sizinle beraber şahidlerdenim" demişti.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٢
Bunun ardından yüz çeviren var ya, işte onlar fasık olanlardır.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٣
Allah'ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez O'na teslim olmuştur, O'na döneceklerdir.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٤
"Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Rableri tarafından Musa, İsa ve peygamberlere verilene inandık, onları birbirinden ayırt etmeyiz, biz O'na teslim olanlarız" de.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٥
Kim İslam'dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٦
İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٧
İşte bunların cezası, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٨
Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٩
Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٠
İnandıktan sonra inkar edip, inkarda aşırı gidenler var ya, onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. İşte sapıklar onlardır.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders