٢١

Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi?

Turkish Translation(Diyanet)

٢٢
Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi?

Turkish Translation(Diyanet)

٢٣
Buna gücümüz yeter; Biz ne güzel güç yetireniz!

Turkish Translation(Diyanet)

٢٤
O gün yalanlamış olanların vay haline!

Turkish Translation(Diyanet)

٢٥
Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı?

Turkish Translation(Diyanet)

٢٦
Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı?

Turkish Translation(Diyanet)

٢٧
Orada yüksek yüksek sabit dağlar var edip size tatlı sular içirmedik mi?

Turkish Translation(Diyanet)

٢٨
Yalanlamış olanların vay o gün haline!

Turkish Translation(Diyanet)

٢٩
İnkarcılara o gün şöyle denir: "yalanlayıp durduğunuz şeye gidin;"

Turkish Translation(Diyanet)

٣٠
"gölge yapmayan ve ateşten de korumayan cehennem dumanının üç kollu gölgesine gidin."

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders