٦١

Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler.

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٢
Biz herkese ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Katımızda gerçeği söyleyen bir kitap vardır; onlar haksızlığa uğratılmazlar.

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٣
Ama, kafirlerin kalbleri bundan habersizdir. Bundan başka da onların yapageldikleri işler de vardır.

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٤
Sonunda şımarık varlıklılarını azabla yakaladığımız zaman feryat ederler.

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٥
Onlara şöyle deriz: "Bugün feryat etmeyin, doğrusu katımızdan bir yardım görmezsiniz."

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٦
"Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz."

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٧
"Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz."

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٨
Söyleneni hiç düşünmezler mi? Yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?

— Turkish Translation(Diyanet)

٦٩
Veya peygamberlerini tanımadılar da; bu yüzden mi onu inkar ediyorlar?

— Turkish Translation(Diyanet)

٧٠
Ya da: "Onda delilik var" diyorlar öyle mi? Hayır; onlara gerçeği getirmiştir, ama çoğu ondan hoşlanmamaktadır.

— Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders