٨١

Rablerinin o çocuktan daha temiz ve onlara daha çok merhamet eden birini vermesini istedik."

Turkish Translation(Diyanet)

٨٢
"Duvar ise, şehirde iki yetim erkek çocuğa aitti. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı; babaları da iyi bir kimseydi. Rabbin onların erginlik çağına ulaşmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarmalarını istedi. Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin içyüzleri budur."

Turkish Translation(Diyanet)

٨٣
Sana Zülkarneyn'i sorarlar, "Onu size anlatacağım" de.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٤
Doğrusu biz onu yeryüzüne yerleştirmiş ve her şeyin yolunu ona öğretmiştik.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٥
O da bir yol tuttu.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٦
Sonunda güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir suda batıyor gördü. Orada bir millete rastladı. "Zülkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin" dedik.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٧
"Haksızlık yapana azap edeceğiz, sonra Rabbine döndürülür, onu görülmemiş bir azaba uğratır; ama inanıp yararlı iş işleyene, mükafat olarak güzel şeyler vardır, ona buyruğumuzdan kolay olanı söyleriz" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٨
"Haksızlık yapana azap edeceğiz, sonra Rabbine döndürülür, onu görülmemiş bir azaba uğratır; ama inanıp yararlı iş işleyene, mükafat olarak güzel şeyler vardır, ona buyruğumuzdan kolay olanı söyleriz" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٨٩
Sonra yine bir yol tuttu.

Turkish Translation(Diyanet)

٩٠
Sonunda güneşin doğduğu yere ulaşınca, güneşi, kendilerini elbise, bina gibi şeylerle örtmediğimiz bir millet üzerine doğuyor buldu.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders