١١

"Doğrusu aramızda iyiler de vardır, bundan aşağı bulunanlar da vardır. Biz, türlü türlü yolda olan topluluklardık."

Turkish Translation(Diyanet)

١٢
"Yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamayacağımız, başka yere kaçsak da, O'nu aciz kılamayacağımız gerçeğini şüphesiz anladık."

Turkish Translation(Diyanet)

١٣
"Şüphesiz, doğruluk rehberi olan Kuran'ı dinlediğimizde ona inandık; kim Rabbine inanırsa, o, ecrinin eksiltileceğinden ve kendisine haksızlık edileceğinden korkmaz."

Turkish Translation(Diyanet)

١٤
"İçimizde, kendini Allah'a vermiş olanlar da, yazık edenler de vardır. Kendini Allah'a veren kimseler, işte onlar, doğru yolu arayanlar, ona layık olanlardır."

Turkish Translation(Diyanet)

١٥
"Kendilerine yazık edenlere gelince; onlar, cehennemin odunları oldular."

Turkish Translation(Diyanet)

١٦
Ama doğru yola girmiş olsalardı, onları bu hususta denememiz için onlara bol su içirirdik; kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba uğratır.

Turkish Translation(Diyanet)

١٧
Ama doğru yola girmiş olsalardı, onları bu hususta denememiz için onlara bol su içirirdik; kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba uğratır.

Turkish Translation(Diyanet)

١٨
Mescidler şüphesiz Allah'ındır, öyleyse oralarda Allah'a yalvarırken başkasını katmayın.

Turkish Translation(Diyanet)

١٩
Allah'ın kulu Muhammed, O'na yalvarmak, namaz kılmak için kalkınca, nerdeyse, çevresinde keçeleşirler, birbirlerine girerlerdi.

Turkish Translation(Diyanet)

٢٠
De ki: "Ben sadece Rabbime yalvarırım ve O'na kimseyi ortak koşmam."

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders