١١

Onlara gelen her peygamberi alaya alıyorlardı.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٢
Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden öncekilerin uğradıkları meydandadır.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٣
Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden öncekilerin uğradıkları meydandadır.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٤
Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: "Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik" derler.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٥
Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: "Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik" derler.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٦
And olsun ki, gökte burçlar meydana getirdik, onları bakanlar için donattık.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٧
Onları, kovulmuş her şeytandan koruduk.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٨
Fakat kulak hırsızlığı yapan olursa, parlak bir ateş onu kovalar.

— Turkish Translation(Diyanet)

١٩
Yeri yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik, orada her şeyi bir ölçüye göre bitirdik.

— Turkish Translation(Diyanet)

٢٠
Orada sizin ve rızık veremeyeceğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik.

— Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders