٣١

İbrahim: "Ey Elçiler! Göreviniz nedir?" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٢
Elçiler: "Suçlu bir milletin üzerine, Rabbinin katından işaretli olarak, aşırı gidenlere mahsus sert taşlar göndermekle görevlendirildik" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٣
Elçiler: "Suçlu bir milletin üzerine, Rabbinin katından işaretli olarak, aşırı gidenlere mahsus sert taşlar göndermekle görevlendirildik" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٤
Elçiler: "Suçlu bir milletin üzerine, Rabbinin katından işaretli olarak, aşırı gidenlere mahsus sert taşlar göndermekle görevlendirildik" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٥
Bunun üzerine, suçlu milletin arasında bulunan müminleri çıkardık.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٦
Zaten orada, kendini Allah'a vermiş sadece bir tek ev halkı bulduk.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٧
Can yakıcı azabdan korkanlar için, o beldede bir işaret, bir kalıntı bıraktık.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٨
Musa'nın başından geçenlerde de ibret vardır: Onu apaçık delille Firavun'a gönderdik.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٩
Firavun, erkaniyle birlikte hakdan yüz çevirdi; "sihirbazdır veya delidir" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٠
Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders