١١

Yalancılığı itiyat edinenlerin, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın!

Turkish Translation(Diyanet)

١٢
İşlerin karşılık göreceği günün zamanını sorarlar.

Turkish Translation(Diyanet)

١٣
O, kendilerinin ateşte azap görecekleri gündür.

Turkish Translation(Diyanet)

١٤
Onlara: "Azabınızı tadın; işte acele beklediğiniz bu idi" denir.

Turkish Translation(Diyanet)

١٥
Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı.

Turkish Translation(Diyanet)

١٦
Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı.

Turkish Translation(Diyanet)

١٧
Onlar, geceleri az uyuyanlardı.

Turkish Translation(Diyanet)

١٨
Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.

Turkish Translation(Diyanet)

١٩
Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi.

Turkish Translation(Diyanet)

٢٠
Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinizde Allah'ın varlığına nice deliller vardır; görmez misiniz?

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders