٣١

And olsun ki, İsrailoğullarını, azgın bir zorba olan Firavun'un alçaltıcı azabından kurtardık.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٢
And olsun ki, onların durumunu bilerek dünyaların üzerinde seçkin kıldık.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٣
Onlara, her birinde açıkça bir imtihan bulunan, mucizeler verdik.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٤
Doğrusu inkarcılar, "Ölum bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru sözlü iseniz bize babalarımızı getirsenize" derler.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٥
Doğrusu inkarcılar, "Ölum bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru sözlü iseniz bize babalarımızı getirsenize" derler.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٦
Doğrusu inkarcılar, "Ölum bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru sözlü iseniz bize babalarımızı getirsenize" derler.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٧
Bunlar mı daha üstün yoksa Tubba milleti ve onlardan öncekiler mi? Onları yok etmişizdir, çünkü onlar suçlu idiler.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٨
Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık.

Turkish Translation(Diyanet)

٣٩
Biz onları, ancak ve ancak gerektiği gibi yarattık, ama insanların çoğu bilmezler.

Turkish Translation(Diyanet)

٤٠
Doğrusu hüküm günü hepsinin bir arada bulunacağı gündür.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders