١٧١

And olsun ki, peygamber kullarımıza söz vermişizdir.

Turkish Translation(Diyanet)

١٧٢
Onlar şüphesiz yardım göreceklerdir.

Turkish Translation(Diyanet)

١٧٣
Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir.

Turkish Translation(Diyanet)

١٧٤
Bir süreye kadar onlara aldırış etme.

Turkish Translation(Diyanet)

١٧٥
Onlara inecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.

Turkish Translation(Diyanet)

١٧٦
Azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?

Turkish Translation(Diyanet)

١٧٧
O azap, yurtlarına indiğinde, uyarılan fakat yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur!

Turkish Translation(Diyanet)

١٧٨
Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

Turkish Translation(Diyanet)

١٧٩
İnecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.

Turkish Translation(Diyanet)

١٨٠
Senin güçlü olan Rabbin, onların vasıflandırmalarından münezzehtir.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders