٦١

Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٢
Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: "Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٣
"Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٤
"Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٥
"Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٦
Böylece Lut'a bunların sonlarının kesilmiş olarak sabahlıyacaklarını bildirdik.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٧
Şehir halkı, sevinerek geldiler.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٨
Lut: "Bunlar benim konuklarımdır, onlara karşı beni rüsvay etmeyin, Allah'tan korkun, beni utandırmayın" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٦٩
Lut: "Bunlar benim konuklarımdır, onlara karşı beni rüsvay etmeyin, Allah'tan korkun, beni utandırmayın" dedi.

Turkish Translation(Diyanet)

٧٠
"Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik?" dediler.

Turkish Translation(Diyanet)

Notes placeholders